KİRALIK KONAK / YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
“Hakkı Celis, Seniha’nın bir zamanlar hakikatte mevcut olduğundan şüpheye düştü; bu kız, genç adam için kitaplarda tanıdığı hayali kızlardan biriydi; muhayyilesinde, ‘Desdemona’ların, ‘Juliette’ ve ‘Madam Bovary’lerin arasına karıştı.”
Gençken vücudu soymak iyidir,fakat hiçbir yaşta ruhu soymaya gelmez ve herkes önünde ,hatta kendi önümüzde bile daima giyimli durmalıdır.
Benim için kitabın şifresi burada…..bu alıntıda
“Ne acayip alem! Burada, herkes kendini eğleniyor zannediyor; fakat, hepsi de can sıkıntısından ne yapacağını şaşırmış, tepinen, bağıran ve bir an evvel sızıp uyumak için sarhoş olan bir takım biçarelerdir. Zavallı insanlar kendi kendilerini nasıl aldatıyorlar! Ve bir hayal-i ham’ın peşinde ne çok para, ne çok vakit, ne çok sıhhat sarf ediyorlar.”
Gecenin Körü / Yalçın Yeni
Gecenin Körü / Yalçın Yeni
Biraz duygusal biraz hayat dolu insanın aklına takılan güçlü cümlelerle dolu deneme tarzında yazılmış çok beğendiğim bir kitap.Gece üzerinden yoğunlaşmış hiç beklemediğim şekilde çokhoşlandığım bir kitap.Özellikle yazın okunabilecek türden duygu yüklü.Yazar çok başarılı yazım dili olarak sade ama çok etkileyici şans verip okunmalı.Deneme tarzını da çok sevdiğim için artı yazarın da kalemini çok güçlü bulduğum için deneme sevenlere ayrıca tavsiyemdir okuyun muhakkak.
Kediler Güzel Uyanır
Kediler Güzel Uyanır
Hep yazarın kalemiyle tanışmak istemişimdir sonunda oldu.Mehtabıma çok teşekkürler kitabı bana ödünç verdiği için.Yazar benim için çok kıymetli blog yazılarını takip ediyorum ve çok beğeniyorum size de tavsiye ederim takip etmenizi.Yekta Bey gerçekten yazın dünyasının içinde olması gereken kıymetli bir yazar gözlem gücü harika ,olaylara bakış açısının dışında olayları yazıya aktarışı başlı başına bir olay zaten.Evet ayrıntıları herkes görebilir ya da kimimiz görebiliyoruz ama bunları herkes yazıya bu şekilde güzel aktaramaz.Elimdeki bu kitap da gözlem gücüyle harmanlanmış hayattan insanı derinden etkileyen kısa ama etkili öyküler yazmış.Pazar Günü adlı öyküye bayıldım hatta biraz kendimle de bağ kurdum sanıyorum.
Geometri ise harikaydı ve şaşırtıcı velhasıl kelam okuyun bence.Yeni tanışacaksanız bu kitap idealdir kanımca.
Alıntılar:
- Birilerinin hayatından bir anlık neşe,olağanüstü bir tat,görülmesi gerekli bir gösteri,eşine az rastlanır bir duygu olarak gelip geçiyorum.
- “Bir kitap, içindekileri unuttuğunuz zaman küsmez size. İnsanlar öyle midir ya!” S- 108
- “İnsan en kolay kendinden utanıyor. O yüzden sevmem aynaları.” S- 110
Dublör’ün Dilemması
Dublör’ün Dilemması
Tirende Bir Keman /Mustafa Kutlu
Hayal kırıklıkları,şarkılar ve bir baba-ogulun hayatına girip çıkan insanlar..
fakirlik,yalnızlık ve caresizlik kitapta yoğun şekilde hissediliyor.Beni huzne boğan ama hayattaki gerçekleri yüzüme yüzüme vuran en hakikisinden ve en sadesinden bir hikaye kitabı.Mustafa Kutlu okuduktan sonra kitaplarındaki asıl anlatılmak isteneni birazda anlamak gerekiyor yoksa sadece okumuş oluruz.Bazen gülümsetse de bolca yeşilçam havası var,bolca musiki ve hüzün.
Hatta içindeki Türk sanatmüziği seceneklerinden biri eşliğinde okunabilecek harika bir kitap
Puanım 5/5
Mustafa kutlu sevenler kervanına katıldım..
Kadın ve Evlilik / Prof.Dr. Faruk Beşer
Pera
Orta çağ dokusunu gözler önüne seren Venedikten İstanbul’a uzanan bir yaşam öyküsünün romanlaşmış hali.Karakter olarak Tomasso baş karakterimiz.
Tomasso karşıt düşünceli ,yazmayı seven ,karakter olarak da iyi biri.Disiplinli babasının yüzünden yaşadığı şehirden ayrılmak zorunda kalır Tomasso.Fakat bazı talihsiz olaylar yaşar.Ve yolu İstanbula düşer.Yani o zamanın Konstantinapolis’ine düşer.
Fakat o dönemde 2.Mehmet tarafından kuşatma altındadır bu şehir.Gerçeklere sıkı sıkı tutunmuş ama hayal dünyasında gerçekleştirmek istediklerinin peşinden koşan bir genç.Kitapta Tomasso erkeklere karşı ilgi duyuyor bunu belirtmeliyim ama aslolan karakter değil.
Venedik’i ,Orta çağı ve savaşın izlerini bulabileceğiniz macera dolu bir kitap.Tarih severlere okumalarını tavsiye ederim.
Kitap için puanım 5 üzerinden 3….
Ateş Kırmızısı / Orhan Bahtiyar
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki hastanede yoldaşım olan bir kitap için fazlasıyla övgü içerecek bu yazım,çünkü onca insanın sesi arasında bile beni kendine bağlayan kurgusu,yazım dili ve harika betimlemeleriyle müthiş bir tarih ve sanat romanı olmuş.
Ana karakter; II.Abdulhamit’in saray ressamlığına gelen Fausto Zonaro adında bir ressamdır.Tabi ki oralara gelmek için neler neler yaşamamış ki harika bir serüveni var roman kurgusu içinde Faustoyu tanımak ve yaşamak çok güzeldi.Ayrıca beni araştırmaya iten kitapları seviyorum.Çoğu şeyi bilmediğimi farkettim ve detaylı bir okumanın,araştırmanın içinde buldum kendimi ve çok güzel bilgiler edindim.Captan Carbone karakterini çok sevdim.Bilimden ,sanattan anlayan insanların çoğalmasını diliyorum.İnanın bana Türk yazarlardan çok çok iyi betimlemelerle kurulmuş çok iyi romanlar okuyorum.Özellikle Türk yazar okuyamayan arkadaşların tarihe ilgisi de varsa alıp okumasını ve başlangıç yapmalarını temenni ederim.Orhan Bahtiyar bu konuda size yoldaşlık yapacak.
Romanı okurken eski İstanbul gözünüzün önüne geliyor.Ayrıca kitapta Can Ersal Bey ‘in de resimleri ayrı bir hava katmış romana.Hep neden ateş kırmızısı dedim ve romanı okuduğumda anladım bu da benim için harika bir son oldu.Sonu güzel bağlanmış romanları seviyorum.
Saraydan Ayasofya’ya uzanan tarihle kurgunun harmanlandığı macera,hüzün ve umut dolu bir yaşam öyküsünün roman olarak canlanmış; hayat bulmuş ve yazarının düş gücüyle kurgulanmış hali bu roman.
En sevdiğim söz de şu oldu “Her doğum ve her ölüm ağlatır.”
Romanda tek tük basımdan kaynaklı eksiklikler oluşmuş .Mesela Saint Esprit Kilisesi’nin Papanın temsilcisi olan mimar Gaspar Fossatiye yaptırılmış olduğu yazıyor.Ancak doğrusu Gaspard Fossatiymiş bu sayede bakma gereği duydum ve kiliseyi ve tarihini de okudum :)Not:Ressamın tablolarına göz gezdirin derim.Kaleme aldığı hatıralarını 1924 yılında basılmaya hazır hale getirdi ancak kitap basılmadı, yıllarca aile arşivinde kaldı. Söz konusu kitap 2008 yılında Türkiye’de Abdülhamid’in Hükümdarlığında Yirmi Yıl/Fausto Zonaro’nun Hatıraları ve Eserleri adıyla yayımlandı[8].
1929 yılında 75 yaşında Sanremo‘da hayatını kaybetti.
Kapak Kızı / Ayfer Tunç
İnstagramdan @okuyucu_ ve @kitapdemii arkadaşlarımla okuduğum ve aslında çoktandır yarıda bırakıp da bir türlü başlayamadığım kitabı bu sefer bu vesile ile bitirdim.
Ruh tahlilleri harika,harika bir kurgu ve bir tren içinde geçen farklı farklı karakterleri kesiştiren olaylar…ve Kapak Kızı Şebnem.Özellikle kitaptaki sonlara doğru olan zihinsel yüzleşmelere bayıldım.İnsanların kendilerine itiraf edemediklerini birbirlerine itiraf edince ne kadar rahatladıklarını ama aslında gene de aynı sızıların kalbimizin en derininde kaldığını gösterdi bana.
Kötü bir olayın iyi bir olaya vesile olmasını görüyoruz.
Ayfer Tunç betimlemeleri ile bence bol kişili iyi bir kurgu ile romanda bizi farklı bir mekana götürüp hayattan koparıyor ve gerçekten bunu başarabiliyor.
Benim kitap okurken çevremi duymamı engelleyen nadir yazarlardan biridir kendisi.
Hemen ardına devam niteliğinde olan Yeşil Peri Gecesine başlıyorum inşaAllah.
Alıntıladıklarım;
- Her şehrin havasını beğenmenin,her şehirde bir güzellik bulmanın da bir tür tembellik olduğunu düşündü.
- Herkes bir şeylerin suçunu birilerinde arıyordu.
- Yalnızlık boşluğa arkadaştı.Herkes kendisiyle dolduruyordu anlamsızlığın yarattığı boşluğu ya da tersi ,boşluğun yarattığı anlamsızlığı ,her neyse işte….